Şarkı, albümün ana karakteri Pink’in bir diktatöre dönüşmesini anlatan bölümde geçiyor. Yani sahnede Pink, bir faşist lider olarak bağırıyor:
"Run, run, run, run, run like hell if you can!"
Bu da doğrudan faşizm, otorite ve baskıya karşı bir eleştiri.
İngiltere'de 70'lerin sonunda politik karışıklık, ekonomik çöküş ve aşırı sağın yükselişi varken bu mesaj çok sert ama yerinde bir tokat gibiydi.
Albümün kendisi (The Wall), büyük yankı uyandırdı; ancak Run Like Hell, sahnede dev projeksiyonlar, ışıklar ve sert tavırlarla birleşince bir tür müzikal manifestoya dönüştü.
Şarkı, The Wall albümündeki ana karakter “Pink”in artık bir faşist diktatör gibi davranmaya başladığı sahnede geçiyor.
Pink, kafasında yıkılan duvarların ardından gerçeklikten kopmuş durumda ve bir tür delilik nöbeti içinde, konserini faşist bir mitinge dönüştürüyor. Bu şarkı, o anlardan biri.
"Run, run, run, run, run, run, run, run..."
"Run like hell!"
— Kaç, koş!
Pink burada kalabalığa sesleniyor gibi görünse de aslında bir tehdit var. “Koş, çünkü seni yakalayacağız.” havasında.
You better make your face up in your favorite disguise"
“Yüzünü en sevdiğin kılıkta boyasan iyi olur”
— İnsanların kimliğini saklamaya çalıştığını ima ediyor. Rejimin baskısından kaçmaya çalışan biri gibi.
"With your button-down lips and your roller blind eyes"
“Düğmeli dudakların ve stor perdeli gözlerinle”
— Konuşmayan, görmeyen, sorgulamayan bir insan tipini tarif ediyor. Baskıcı sistemin istediği “robotlaşmış” insan figürü.
"You're gonna go far, fly high, you're never gonna die..."
“Uzağa gideceksin, yükseleceksin, asla ölmeyeceksin…”
— Alaycı bir biçimde sisteme boyun eğenin ödüllendirileceğini söylüyor gibi. Ama altında bir karamsarlık var: Bu bir yalan.
"Gotta get away from the big bad bear"
“O koca kötü ayıdan kaçmalısın”
— Burada "ayı", gücü ya da tehdidi temsil ediyor olabilir. Diktatörlük, baskı, tehdit...
Şarkıdaki sözler, bir baskı rejiminin korku yaymak için kullandığı dili taklit ediyor. Pink artık bir “rock yıldızı” değil; kendi zihninde, bir tür faşist lidere dönüşmüş durumda. Ve bu sözler, onun artık ne kadar yabancılaştığını, korkutucu hale geldiğini gösteriyor.
Yani aslında şarkı diktatörlerin insanlara nasıl korku saldığını anlatıyor — ama bunu o diktatörün ağzından yapıyor. Bu yüzden şarkı ürkütücü geliyor; çünkü gerçek bir tehdit gibi hissediliyor.
Kimi eleştirmenler şarkıyı "korkutucu derecede gerçek" bulurken, bazıları fazla karanlık ve gergin buldu.
Dönemi için hem müzikal anlamda yenilikçi, hem politik olarak cesur ve düşündürücü bir parça.
Run Like Hell, Pink Floyd’un sadece güzel müzik yapan bir grup değil, sisteme karşı güçlü laflar eden bir sanat kolektifi olduğunu kanıtlayan işlerden biri oldu.
Şarkının giriş kısmının hayranları için çok güzel bir cover.
0 Yorumlar
Yorum yapmayı unutmayın!